Tüm Duyurular

Linkler
Gelecek Eğitimde Eğitim Konak'ta Proje Tanıtım Filmi
Gelecek Eğitimde Eğitim Konak'ta Proje Faaliyetleri Filmi 1
Gelecek Eğitimde Eğitim Konak'ta Proje Faaliyetleri Filmi 2
Gelecek Eğitimde Eğitim Konak'ta Proje Tanıtım Filmi (Kısa Versiyon)
TRH4.1.ISEDP/P-03/1582 Gelecek Eğitim' de, Eğitim Konak' ta
Proje Genel Bilgileri
GELECEK EĞİTİMDE, EĞİTİM KONAK'TA

Konak Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Vakfı koordinasyonunda, Konak Belediyesi ve Roman Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği destekleriyle hazırlanan Avrupa Birliği mali yardımları kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AB Mali Yardımlar Daire Başkanlığı sözleşme makamı ile imzalanan 20 Ekim 2016 tarih ve TRH4.1.ISEDP/P-03/1582 sayılı sözleşme kapsamındaki ‘Gelecek Eğitimde, Eğitim Konak’ta’ Projesi 1 Kasım 2016 tarihinde uygulamaya başladı.

Proje kapsamında dezavantajlı bireylerin mesleki eğitimlere devam etmesi sağlanarak istihdama katılmasının teşvik edilmesi amaçlanmaktadır. Proje kapsamında, ilk sekiz ay boyunca İŞKUR Konak Hizmet Merkezi ve Konak Halk Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle 7 farklı mesleki eğitim kursu açıldı.

İşkur Konak Hi̇zmet Merkezi̇ ve Konak Halk Eğitim Merkezi projenin iştirakçileridir. İşkur Konak Hi̇zmet Merkezi̇, mesleki kurslara katılanlara eğitim süresince günlük harcırah ve genel sağlık sigortası prim desteğini; Konak Halk Eğitim Merkezi, “Düz Dikiş Makineci” ile “Hasta ve Yaşlı Refakatçisi” meslek kursları için uzman eğitimcileri sağladı.


UYGULAMA SÜRECİ

Projemiz 1 Kasım 2016 tarihinde uygulamaya başlandı. Bizler ekip olarak önce hayal ettik, sonra gerçekleştirmeye çalıştık. Hayallerimiz projemizi aştı. Projemizde, kadın ve erkek toplam 85 kişiye ulaşmak hedeflenmişti. Ancak kadınların yoğun ilgisiyle karşılaştık. Bu süreçte Konak Belediye Başkanlığı’nın sonsuz desteği bize yeni düzenlemeler yapma fırsatı tanıdı. Bu sayede projemizde 85 kişiye mesleki eğitim kursu ile 500 kişiye rehberlik hizmeti hedeflenirken, 172 kadına mesleki eğitim kursu ve yaklaşık 1000 kadına da rehberlik hizmeti sağladık. Ayrıca mesleki eğitim kurslarına katılan kadınların çocuklarına yönelik atölye çalışmaları ve yaz okulu, yine kadınlara yönelik spor kursları ve ayrıca kadınların meslek kurslarına katılmasını sağlamak için okuryazarlık kursları açtık.

Bir baktık, ikinci merkezimizi de faaliyete geçirmişiz. Ardından gönüllü çalışmalarına giriştik, üniversiteye hazırlık sınıflarından, ilk ve ortaokul etüt çalışmalarına, tiyatro kurslarından hukuki ve psikolojik danışmanlığa kadar birçok faaliyet yürüttük. Gerçekten istersek el birliği ile başka bir ilişki biçimi geliştirmenin, belki de başka bir dünya kurmanın mümkün olabileceği konusunda umutla dolduk. Umudumuza sarıldık, hayal kurmaya devam ettik.


TEK MERKEZ YETMEDİ, İKİNCİSİNİ AÇTIK

Projemizi hazırlarken ilçemizde Romanların ve dezavantajlı vatandaşlarımızın yaşadığı 16 mahalle tespit ettik, Ege, Hilal, Yenişehir, Ballıkuyu, Kubilay, 1. Kadriye, 2. Kadriye, Kahramanlar, Faik Paşa, Çimentepe, Etiler, Boğaziçi, Levent, Dayıemir, Yenidoğan, Kocakapı Mahallelerimiz projemizin hedef mahalleleri oldu. Böylelikle, proje kapsamında iki çalışma alanının oluşturulmasının gerekli olduğu ortaya çıktı. İlk göz nurumuz 1.Kadriye Mahallesi Rehberlik ve Danışmanlık Merkezi, 2016 yılının Kasım ayında proje kapsamında öngörüldüğü biçimde kiralandı, tadilatı yapıldı ve çalışmalara başladık.

Şubat ayında Konak Belediyesi, projemizi yaygınlaştırmak ve tüm hedef mahallelerimize ulaşmamızı sağlamak için Zeytinlik Semt Merkezi’ni kiraladı ve hızlıca tadilat onarım işleri gerçekleştirildi. Bizler de bu sırada mahallelerimizde saha çalışmaları yürüttük, ihtiyaçları belirlemeye çalıştık. İştirakçilerimizle görüştük, muhtarlarımızı ziyaret ettik, mahalledeki öncü kadınları belirledik. Roman dernekleri ile görüştük. Merkezin alışverişini yaptık, içini düzenledik. Konak Halk Eğitim Merkezi ve İŞKUR Konak Hizmet Merkezi ile meslek kurslarımızı açtık.

Sözü burada kursiyerlerimize bırakalım, merkezlerimizi onlar anlatsın...

1.KADRİYE REHBERLİK VE DANIŞMANLIK KURSİYERLERİ

Kendine hiç dokunmamış, bütün hayatı kendilerinden çok sevdikleri çocukları ve dört duvarla örülmüş bir evde geçen bizler, bu rehberlik merkeziyle hayatlarımızda ilk defa kendimizi tanıma fırsatı elde ettik. Yıllardır midye yapmaya mecbur kılınan, örgülerimize ilmik ilmik hayallerini işleyen bizler, merkezin açılışıyla bir şeyleri başarabilecek gücü kendimizde bulduk. Bireysel özgürlüğümüzü kazanmanın toplumsal özgürleşmenin temeli olduğunu anladık.
1.Kadriye Rehberlik ve Danışmanlık Merkezi bize meslek edinmenin dışında çocuk-anne, kadın-erkek ilişkisini, ekonomik hakları, sosyal hakları, hayal kurmayı, kitap okumayı, birlik olmayı kısacası güçlü kadın olmayı öğretti. Merkezimizde de öğretmenlerimiz, merkez çalışanlarımız ve muhtarımızla bir bütün olmayı çok güzel başardık. Birimizin derdi hepimizin oluyordu, birimizin mutluluğu herkesin gülümsemesine yetiyordu.
Her gününde bizi değerli hissettiren bu kurumda hepimiz artık biraz değişmiş, hayatlarına başka pencerelerden bakan bireyler olmuştuk. Bize bu farkındalığı kazandıran hocalarımız, merkez çalışanları ve müdürümüz Ayşegül Hanım’la kocaman bir aile olduk. Bunun için belediye başkanımız Sema Hanım’a sonsuz teşekkürler. Darısı diğer merkezlerin başına...

ZEYTİNLİK SEMT MERKEZİ KURSİYERLERİ

Bizler, Zeytinlik Mahallesi sakinleri olarak günlük sorunlarımızla iç içe yaşamımızı sürdürürken Konak Belediyesi’nin mahallemize semt merkezi açtığını duyduk. Burada ne yapılacağını, hangi projenin hayata geçirileceğini bilmiyorduk. Muhtarlarımızın bize ulaşarak kadınları ilgilendiren bir proje olduğunu söylemesi üzerine hepimizde bir merak başladı.
Zeytinlik ve çevre mahalle sakini kadınlara mesleki eğitimler verileceğini, burada öğrendiklerimizle yaşam biçimimizin değişeceğini ve hayatımızda daha pek çok gelişme olacağı söylendi. Bunlar bizim için bir umut ışığıydı. Ayaklarımızın üzerinde durarak “biz de varız” diyecektik.
Her gün semt merkezimize sevinç ve mutlulukla geliyoruz. Buradaki ortam bizi sosyalleştirirken özgüvenimizin arttığını fark ettik. Öğrendikçe ürettik, ürettikçe yaratıcı olduk. Her gün merkezden evimize giderken eşimize, çocuklarımıza, çevremize anlatacağımız çok şeyimiz var. Katıldığımız kurslar, ortaokul ve lise bitirmek için kendimize olan inancımızı arttırdı. Artık yeni bir hedefimiz var; okullarımızı da tamamlayacağız.
Başta Konak Belediye Başkanımız Sema PEKDAŞ’a bu semt merkezini bizlere kazandırdığı ve böyle bir projeyi yaşama geçirdiği için teşekkürlerimizi sunarız. Projede görev üstlenen, işini heyecanla ve severek yapan tüm çalışanlara da teşekkür ederiz.


MESLEKİ EĞİTİM KURSLARI

1) DÜZ DİKİŞ MAKİNECİ MESLEK KURSU

1.Kadriye Rehberlik ve Danışmanlık Merkezi’nde toplam 71 kursiyeri kapsayan 3 ayrı ‘Düz Dikiş Makineci’ mesleki eğitim kursu açıldı. Konak Halk Eğitim Merkezi tarafından sağlanan uzman eğitimcilerimiz Günay ATLI BAŞ ve Ebru ALPTEKİN ile kursiyerlerimiz kursları başarıyla tamamladı. Yine, Konak Belediyesi Zeytinlik Semt Merkezimizde, toplam 51 kursiyerimizi kapsayan 2 ayrı ‘Düz Dikiş Makineci’ mesleki eğitim kursu Telya BAHÜR ve Ayşe AKIN eğitmenlerimizin desteğiyle açıldı.

Konak Belediyesi kursiyerlerimiz sertifikalarını aldıktan sonra onlara Hatay Pazaryeri’nde satış alanı verdi ve ürünlerini pazara çıkarma olanağı sağladı. Toplu üretim yapan kadınlar sanayi makinesi alacak parayı biriktirmeye karar verdiler. Kurslar bittikten sonra da kadınlar arasındaki dayanışma ve üretim süreci halen devam ediyor. Konak Belediyesi desteğiyle, kadınların daha fazla ürün geliştirmesi için ‘Mefruşat’ kursu açıldı. Eğitmenlerimiz ve bizler, salt formel eğitim uygulamaları yerine katılımcı ve sosyal dönüşüme olanak sağlayan çok yönlü bir eğitim süreci hayata geçirmeye çalıştık. Kuşkusuz, kursiyerlerimizin gönülden isteği, işbirliği ve azmi hedeflerimize ulaşmamızda en büyük araç oldu. Kursiyerlerimizden gelen geribildirimler de bu hedeflere ne kadar ulaşıldığını göstermiyor mu?


"Kendi ayaklarım üstünde durana kadar pes etmek yok"

Hayatımda hiçbir zaman kendime gerçekten vakit ayırmadığımı bu dikiş kursuna başlayınca anladım. Çok tereddütte kaldım çünkü evde dört çocuk, sorumluluk, ev, dükkan derken başaramam dedim, ama karar verdim.
Önceden evimde iğne, iplik bile bulunmazdı. Sökük bile dikemezdim. Şimdi kendime elbise, tunik, pantolon bile diktim. Hocamız sayesinde, her gün azimle bir şeyler yapmaya çalışıyorum. En önemlisi, kendimdeki farkı benim hissetmem. Gün geçtikçe kendimi geliştiriyorum. İnsan isteyince her şeyi yapabiliyormuş. İyi ki istedim, iyi ki böyle bir başlangıç yaptım. Kendi ayaklarım üstünde durana kadar pes etmek yok. Hepinize teşekkürler..
Nazlı T.


"Ev hanımlığı dışında bir işe yaramayacağımı düşünüyordum"

28 yaşındayım, üç çocuk annesiyim ve dikiş kursunda eğitim alıyorum. Burada olmaktan çok mutluyum, arkadaşlarımla güzel bir ortam oluştu, yeni arkadaşlar edindim. Neredeyse kendimin ev hanımlığı dışında bir işe yaramayacağımı düşünüyordum. Şimdi ise kendime, kızıma ve anneme istediğim elbiseleri, pantolonları dikebiliyorum. İleride belki neden olmasın, kendime ait bir atölyem olur. İnsan yeter ki istesin, bence istedikten sonra her şeyin üstesinden gelir. Bu kurs bana çok iyi geldi, kendimi bulduğumu düşünüyorum.
Türkan S.


"Kendime model alabileceğim kadınlarla tanıştım"

Elli iki yaşındayım ve üç çocuk annesiyim. Zamanımı değerlendirmek amacıyla kursa başladım. Şu anda da günü dolu dolu geçirdiğimi düşünüyorum: Erken kalkıp kursa gelmek bile zamanı uzun yaşamaktır. Kursun maddi yönden de artıları oldu, buradan aldığım para ile bazı ihtiyaçlarımı karşıladım. Kendime model alabileceğim doktorlar, avukatlar ve iş kadınlarıyla tanıştım. Mahallemizde bu merkezin, İŞKUR’un ve Halk Eğitimin verdiği bu imkanlar umarım fazlalaşır ve daha çok insana fayda olur.
Hasibe M.


"Dayanışmanın önemini anladım"

Bu kurslar açılana kadar bu mahallede hiç böyle faaliyetler yapılmadı. Merkez açılınca biz arkadaşlar toplandık, müracaat ettik. İlk spor kursları açıldı, onlara gittik. Spordan sonra İşkur’la açılan dikiş kursuna kaydolduk. Hepimiz grupça çalıştık. Yaptığımız ürünleri pazara çıkardık. Bu kısa zamanda ben neyi anladım; birlik, beraberlik ve dayanışmayı. Şimdi de yaz kursumuz açıldı, mefruşat sınıfımızda dikiş dikmeye devam ediyoruz.
Necla B.


"Kadın, birey olmanın farkında bile değildik"

Eşrefpaşa’nın kenar mahallelerinin birinde bütün sosyal hayatı çocuklarının okulu ile ev arasında geçen birçok kadından sadece biriydim, ta ki mahallemizde açılan rehberlik merkeziyle tanışana kadar. Her şey o kadar güzel ve iyi ilerlemişti ki... Kadın olmanın birey olmanın belki de uzun süredir farkında bile değildik. Birilerinin bizi önemsemesi bizler için bir şeyler yapması bize fazlasıyla özgüven sağlamıştı. Her zamankinden farklı basıyordu ayaklarımız yere çünkü öğreniyorduk ilerliyorduk ve her zaman ilerleyeceğimize inanan insanlar tanımıştık.
Hülya Ş.


2) HASTA VE YAŞLI REFAKATÇİSİ MESLEK KURSLARIMIZ

1.Kadriye Rehberlik ve Danışmanlık Merkezi’nde 25 kursiyer ve Konak Belediyesi Zeytinlik Semt Merkezi’nde 26 kursiyer olmak üzere toplamda 51 kadına yönelik Elif DALKIRAN ile Nurten TOPKAYA eğitmenlerimizin desteğiyle ‘Hasta Yaşlı Refakatçiliği’ mesleki eğitim kursları açtık. Yaklaşık dört ay süren bu eğitim programları süresince kadınlara sadece teorik eğitim değil, aynı zamanda pratik eğitim olanağı da sağladık. İzmir’de yer alan huzurevlerine çalışma ziyaretleri düzenledik. Uzun kurs döneminde kadınların cesaretlerini kaybetmemeleri için sosyal etkinlikler düzenledik. Kursiyerlere yönelik mesleki eğitim programını destekleyen seminer ve eğitim programları hazırladık. Hasta ve yaşlı refakatçiliği mesleğinin sadece fiziksel ihtiyaçlara yönelik olmadığı aynı zamanda psikolojik ihtiyaçların da çok önemli olması nedeniyle insan ilişkilerini anlamak konusunda farkındalık sağlamaya çalıştık. Eğitim konusunun hassasiyetine binaen bu kurslara katılan kadınların sağduyulu, anlayışlı ve özgüvenli olması için çaba sarf ettik. Bu çabalarımızın da karşılıksız kalmadığına inanıyoruz.


"Meslek sahibi oldum ve kendime inanıyorum"

Buraya gelmeden önce kendime güvenim yoktu, eşim de yapamazsın demişti ama ben yine de gelmeye karar verdim. Hocamızın ve çalışanların ilgisi bana çok iyi geldi. Az çok para kazanıyoruz. Oğlumla dışarıda yemek yiyor, geziyoruz. Kendime olan güvenim geldi. Başta çalışmak çok zor gelmişti. Ama insanın ayakları üzerinde durması gerektiğini biliyorum ve bu kursa başlayınca hayatımda ilk defa bir işe yaradığımı hissettim.
Fadime P.


"Birlikte çok şey başardık"

Kursta tanıştığım arkadaşlarımla, hocamla ve çalışanlarla aile gibi olduk. Birlikte çok şey başardık. Merkezi güzelleştirmek için rengarenk yünler alıp ağacı bile süsledik. Aldığımız Hasta ve Yaşlı Refakatçiliği eğitimi bizim için yeni bir iş kaynağıydı, öğrendiklerimiz bizlere hayat boyunca birer ders olarak kalacak. Hocamızın “yapamayız” dediğimiz her konuda bize destek çıkması, Zeytinlik Semt Merkezi çalışanlarının bizi okumaya devam etme konusunda destekleyip ortaokulu bitirebilmemiz için kurslar açmaları bizleri yeniden heyecanlandırıyor.
Öznur Ö.


"Meslek sahibi oldum ve kendime inanıyorum"

İlkokul öğretmenim yanımdaki arkadaşım benden kopya çektiği halde hep beni suçluyordu, kulağımın üstüne vuruyordu. Eve gidince hep kanıyordu kulağım. O zamanlar babam da beni hastaneye götürmedi kendi kendine iyileşir diye. %70 duyma kaybı oluştu. Bu sebeple eğitimden, kurslardan ve öğretmenlerden soğumuştum. Ama burada bizim ortaokulu tamamlayabilmemiz için kurslar açıldı. Başta yapamam dedim, katılmak istemedim. Arkadaşlarım; “anca beraber kanca beraber, sen katılmazsan, biz de gitmeyiz” dediler ve şu an hep birlikte katılıyoruz. Burada meslek sahibi oldum ve kendime inanıyorum, ortaokul mezunu da olacağım.
Fadime D.


"KOSGEB fikirlerimiz var"

Daha önce sadece ev hanımlığı yapabilirim diye düşünüyordum şimdi ise her şeyi yapabilirim. KOSGEB fikirlerimiz var. Temizlik şirketi kurup yönetmek, yemek şirketi kurmak gibi. Uzmanlar bizi denetleyecek ve biz tüm bunları başaracağız. Kursta bir sürü seminere katılıyoruz ve artık daha bilinçliyiz. Evden çıkmak istemezken, her gün yeni ve farklı alanında uzman eğitmenlerle tanışıyoruz, seminerlere katılıyoruz.
Safiye Ö.


"Mutlu anneler, mutlu çocuklar için"

Mahallemizde böyle güzel bir merkez açıldığını duyduğumda çok sevindim. Kendim, çocuklarım ve mahalleli adına. Ekonomik özgürlük gerçekten çok önemli, özellikle kadınlar için. İlk kez kendim için bir şey yapmış oldum. Bütün bunların yanı sıra çocuklarımız için sağlanan imkanlar o kadar iyi oldu ki anlatamam. Sokağa salamadığımız, dört duvar arasında kalmış çocuklarımız için oluşturulan atölye çalışmaları ortamı kurtarıcı oldu. Mutlu anneler, mutlu çocuklar ve mutlu yarınlar için bu merkezin devamlılığını ve imkanlarının genişletilmesini diliyorum.
Hülya D.


“İlk adım kursu”

Zeytinlik bölgesinde yirmi üç kadın kursiyerin hemen hemen hepsinin çalışma hayatı olmamış. İlk kez çalışmaya başlayacakları için hem çekingen hem hevesli, hem korkulu hem mutluydular. Kısa kısa özgeçmiş yazmalarını istedim ve konuşamadıklarını, yazdıklarını gördüm. Böylece daha iyi anlaşılabildiklerini düşünüyorum. Bu özgeçmişler sayesinde küçük değişim günleri düzenledik. Daha fazla kaynaşabilmek için cuma günleri birlikte kahvaltı yaptık, pikniğe gittik, huzurevi ziyareti yaptık.
Her geçen gün birbirimize daha çok bağlanıp daha çok alıştık. Hepsinin bu güzel davranışları ve çalışmak için ilk kez böyle bir şeye kalkışmaları hep beni etkiledi. Bu yüzden “ilk adım kursu” olarak adlandırdım. Bu kurs benim de ilk kursum oldu. Hayatım boyunca adı hep böyle kalacak.
Nurten Topkaya (Konak HEM- Hasta ve Yaşlı Refakatçisi Öğretmeni)


"Dayanışmamız daim olacak"

1.Kadriye Mahallesi’nde doğal, dürüst ve özü sözü bir kadınlarla karşılaştım. Kimisi sadece okuryazardı, ilkokul diploması bile yoktu, kimisi lise, kimisi de üniversite mezunuydu. Bu eğitim farklılığına rağmen birbirlerine öyle uyum sağladılar ki, kadın dayanışmasının örneklerini defalarca yaşadım. O zamana kadar kadınların birbirlerine iyilik yapabileceğini ve iyi niyetle bakabileceklerini düşünmemiştim. Benim çevremdeki kadınlar birbirlerine hep çelme takıyordu maalesef.
Dört duvar arasına sıkışmışlardı ve imkansızlıklarla mücadele ediyorlardı. Kimisi Konak Meydanı’na inmemişti bile. Onları anlatmaya sayfalar yetmezdi ama sonuç umut vericiydi. Her biri kendini öylesine geliştirdi ki, isterlerse neleri başarabileceklerini gördüler, denediler ve başardılar. Ve artık nasıl potansiyelleri olduğunun farkındalar. Çok güzel özel bir grup oldular. Sanırım bu dayanışmamız daim olacaktır.
Eli̇f Dalkıran (Konak HEM- Hasta ve Yaşlı Refakatçisi Öğretmeni)


YAZ OKULU

Konak Belediyesi 7-14 yaş çocuklara yönelik hazırladığı Yaz Okulu programına 1.Kadriye Rehberlik ve Danışmanlık Merkezi ve Zeytinlik Semt Merkezi’ni de dahil etti. Temmuz-Ağustos aylarını kapsayan çalışmalarla 250 çocuğa ulaşıldı.

3 Temmuz’da başladığımız eğlenceli bir yolculuk…Yol arkadaşlarımız Zeytinlik ve Kadriye’nin birbirinden güzel çocukları… Bol bol eğlendik, karşılıklı öğrendik. Göz göze baktık, güzel dünyalarında iki ay misafir olduk. Ama hep kendimizi evimizde hissettik. “Düşünce Eğitimi”nde konuştuk, sorguladık, çözüm ürettik. “Kısa Film”ler çektik, “İngilizce”yle eğlendik, “Matematik”le oynadık. Başka rollere girdik, “Drama” deneyimledik. Hayatın “Ritm”ini kovalarda tuttuk. “Resim”ledik hayallerimizi. O zaman “Dans” dedik, bütün rengimizle… “Nasıl çalışıyor”muş bu etrafımızdaki şeyler, biz de denedik. Zihnimizi, bedenimizi bütünleştirdik, “Yoga” ile dinlendik.
Birbirimizin hayatlarına dokunduk, kısa zamanda dost olduk. Hiç bitmesin istedik karşılıklı. “Okul”lar eğlenceli olmalı, deneyimleyerek, gülerek öğrenmeli çocuklar dedik, biz de güldük, birbirinden değerli anılar biriktirdik. Bütün bu süreçlerde bizden desteğini hiç esirgemeyen, sıcak gülümsemeleriyle bize her türlü kolaylığı sağlayan merkez çalışanlarına çok teşekkür ederiz. Çocuklarını bize emanet eden anne-babalardan ayrıca müteşekkiriz.
Demet Avcı, Yaz Okulu Koordinatörü

Yaz okulu benim için birçok şeyin ilki oldu. 4 haftalık kısa bir süre içinde, onlarla bağ oluşturabilmek, üretmek, müzik yapabilmek ne kadar kabiliyetli olduklarına şahit olmak; zevkli, eğlenceli ve mesleki anlamda çok tatmin ediciydi. Kendimi insan olarak değerli hissettim bu ekipte. Kıymetli insanlar tanıdım, kazandım. Benim için unutulmayacak bir yaz oldu.
Didem Bircan (Ritim Öğretmeni)

Küçücükler ama kocaman yürekleri vardı hepsinin…Ufacık da olsa dokunabildiysem o çocukların hayatlarına ne mutlu bana.
Övgü Ayata (Yoga Öğretmeni)

Kaliteli bir eğitimci grubu ile çalışmak, özellikle de eğitim almaya bu denli hevesli çocuklar için hazırlanmış bu projede yer almak çok keyif vericiydi. Aldıkları eğitimin yanı sıra onlara çocuk değil birer birey oldukları algısını yaratabilmek ve okul dışında da onlarla eğlenceli bir eğitim yapılabileceğini anlattık ve yaşattık.
Burak Arslan (Dans ve Ritim Öğretmeni)

Yaz okulunu çok beğendim. Resimler yaptık, davullar çaldık, yoga yaptık. Arkadaşlarımla çok güzel vakit geçirdim. Hocalarımın hepsini çok seviyorum. Keşke burası yaz okulu değil, gerçek okul olsaydı…
Havin (9)

Kışın okula giderken çok da mutlu olmuyordum. Bu nedenle yazın da okula gitme fikri, hiç de iyi değil gibi geldi başlarda. İlk gün yataktan zor kalktım ve öğretmenlerle tanıştım, derslere girdim. Her gün koşa koşa gittim o günden sonra. Arkadaşlarla aramızda hep konuşuyoruz, keşke bu okul kışın da devam etse diye. Ben en çok drama, dans ve ritim derslerini seviyorum. İlerde de dansçı olmayı düşünüyorum.
Ada (10)

Buraya gelmeden önce annem sabah yaz okuluna gideceğiz dediğinde çok şaşırmıştım, kötü olacak sandım. Ama sonra çok eğlendim, çok güzel zaman geçirdim. Öğretmenlerime çok teşekkür ederim.
İrem (9)


OKURYAZARLIK SINIFLARI

Yaz dönemi gelince okuryazarlık sınıflarımızı başlatmaya karar verdik. Merkezimiz açıldığından beri okuryazarlık için ismini yazdıran 100’den fazla kadın vardı. Önce Zehra KUŞÇU ve Sibel KUŞ birinci ve ikinci kademe olmak üzere iki sınıf açtık. Kurs açtığımız duyuldukça daha çok istek geldi. Büşra BAŞARAN ve Evin SÖYLEMEZ öğretmenlerimizle iki sınıf daha açtık. Böylece dört sınıfımızda 43 kursiyerimiz okudu, 30 kişi sınavlarında başarılı olarak sertifikalarını aldı. İkinci kademede okuyan 13 kursiyerimizin 12’si de ikinci kademe belgelerini alarak ilkokul mezunu oldular. Bize de kursiyerlerimizle gurur duymak kaldı.

Evin Söylemez’in sertifikasını alan beş öğrencisi Hayat A., Nebiha D., Gurbet A., Vesile A. ve Menice A. ile sohbet ettik. Diğer okuryazarlık sınıflarımızda da karşılaştığımız duygulu anları yaşadık. Okuma yazmayı öğremekte, elinde olmayan sebeplerden dolayı olsa da, geç kalmış olmanın derin mahçubiyeti ile artık bunu başarmış olmanın güçlü gururu...

Okuma yazma öğrenmeden önce nasıl bir yaşamınız vardı?
Nebiha: Arabaya binerken bilmiyoruz nereye gidiyoruz, hep yanlış otobüse biniyordum, çok zoruma gidiyordu. Hastanelere gidiyoruz, hep millete soruyoruz. Çok zor.

Gurbet: Benim okumam idare ediyor ama matematik yok. Pazara gittim mi, alışveriş yaptım mı zorlanıyorum para hesabında.
Vesile: Önemli bir yerden zarf geldiği zaman okuyamıyordum.

Şimdi okuma yazma kursuna geldiniz, okumayı öğrendiniz, neler kolaylaştı?
Vesile: Çocuğunun kurs formunu doldurdum. Çok özgür hissettim.
Menice: İlk buraya başvurduğumda dikiş kursunu öğrendim, başvurdum. Ama okuma yazma belgesi istediniz. Belgemi alınca dikiş kursuna da geleceğim.

Neden böyle gecikti okuma öğrenmeniz, anlatır mısınız?
Nebiha: Ailem okutmadı, 10 kardeştik, Beyrut’ta doğdum. Savaş yüzünden Türkiye’ye geldim. Çalıştım hep. Zaten 13 yaşında evlendim. Tedavi gördüm uzun yıllar, hep yarıda kaldı. Şimdi ikinci kademeye de geleceğim.
Gurbet: Benim babam da okutsun çok istedi. Köydeydik, okul yaşım geldi, okul bombalandı. Tek ben okumadım.
Vesile: Köyde okul çok küçüktü. Erkek çocuları gidiyordu sadece, babamlar yollamadılar.
Hayat: İlk kız çocuğum. Her işe koştum.

Okuma yazma öğrenince ne hissettiniz?
Nebiha: Artık kendime güveniyorum. Böyle yanlış otobüse binmeyeceğim en azından.
Menice: Ben de çok iyi hissediyorum. Çocuklarıma bol bol fırça atıyorum. Sizi geçeceğim diyorum. Ehliyetimi alacağım diyorum, siz hala almadınız diye takılıyorum.

Ehliyet herkesin hayali mi?
Menice: Önce benimdi, sonra herkes istedi.
Evin Öğretmen: Nebiha Abla önceden beridir hep istiyor. Bütün sınıf istiyor.

Okusaydınız ne olurdunuz?
Gurbet: Ben öğretmen olmak isterdim.
Menice: Avukat olmak isterdim, haklarımı hep bileyim, insanlara haklarını anlatayım.
Nebiha: Ben okusaydım başbakan olurdum. O zaman hep araba sürerdim.
Menice: Nebiha Abla muhtar olacak, herkes ona oy verecek.
Nebiha: Muhtar olmayı hep düşündüm ama okuma yazmam yoktu. Muhtar olsaydım hep kadınları desteklerim. Bizim sigortamız yok. İyice düzelteyim yazmayı, başbakana yazacağım, ev hanımları da emekli olsun.

GÖNÜLLÜ ÇALIŞMALARI

Merkezimizde hayata geçirilmesi gereken o kadar çok iş vardı ki, çalışmalarımıza destek olacak gönüllülere ihtiyacımız olduğunu fark ettik. Gönüllü toplantıları düzenledik, iki haftada bir araya geldik. Toplantılarımızda ihtiyaç ve talepleri ortaya koyduk, neler yapabileceğimize dair kafa yorduk. Gönüllülerimiz Nergis Durmazgezer ve İhsan Eren tarafından haftada iki saat olmak üzere açılan üniversiteye hazırlık dersleri sayesinde iki kızımız, Evin Alpboğa ve Derya Alpaslan, üniversiteyi kazandı. Hukuk son sınıf öğrencisi Dilancan Ateş, sınıf arkadaşı Özge Usanmaz ile dikiş kurslarına düzenli olarak katılarak kadın hakları konusunda kursiyerlerimizle sohbet ettiler. Tiyatrocu genç arkadaşlarımız Pınar Sayın, Çağdaş Ersü ve Medine Çam çocuklarla yaş gruplarına göre sınıflar oluşturup çalışmaya başladılar. Çocukların heyecanını görmeliydiniz! Derslerinde bizden destek isteyen üç küçük kızımız için çalışmaya başlayan Kardelen Laçin’in enerjisi ile sınıfı doldu taştı. Yeni bir sınıf daha oluştu, Bengü Laçin yeni gönüllümüz oldu bu sınıfa. Pınar Çakır İngilizce TEOG hazırlık sınıfı oluşturdu, yazın sıcak demeden geldi, merkezimizi neşelendirdi. Sevgili Asena Narlı, Melis Zor, Bekhruz Shamiev… Herkese nasıl teşekkür etsek azdır.

İlkokul dördüncü sınıf öğrencisi olan Medine, Nehir ve Ebru’nun Kardelen’le ilk derslerini tamamlayıp yanımıza indikleri o an gözümüzün önünden hiç gitmiyor. Kardelen de dahil olmak üzere hiçbiri gülümsemekten kendilerini alıkoyamıyordu. Buna vesile olmak bu merkezin yaptığı en değerli işlerden biriydi. Gelin hep birlikte gönüllülerimizden Kardelen ve üç küçük kızımız Medine, Nehir ve Ebru’nun düşünce ve heyecanlarına eşlik edelim…

Buraya ilk geldiğiniz günü anlatır mısınız kızlar? Kimin aklına geldi buraya gelmek?
Spor yapılıyordu burada. Biz de gelmek istedik. Ama çocuklar için spor yoktu. Ders yapabilir miyiz diye sorduk. Siz de neden olmasın diyip Kardelen Abla’yı çağırdınız. Önce Medine yazıldı, sonrasında ben. Biz de Nehir’i çağırdık.

Şimdi sizin Kardelen Ablanızla ilk dersinize gelelim. O gün nasıl geçti?
Biz erkenden geldik o gün. Sonra Kardelen Abla geldi. Önce tanıştık, hangi dersleri yapmak istediğimizi sordu. Önce matematik, sonra İngilizce çalıştık. Resim yaptık, bize hayallerimizi yazdırdı. Okuldan konuştuk.

Hayallerinizi biz de merak ettik. Özel değilse bizimle de paylaşır mısınız?
Ebru: Gardırop savaşlarında yarışmaya gitmek istiyorum. Bir de her ülkeye gidip çocuklara oyuncak dağıtmak. Nehir: Uçmak, güçlerimin olması. Medine: Bende uçmak istedim ama diğerlerini unuttum şimdi.

Peki sonraki haftalar nasıl geçti, sanki çikolata, kek getirmiştiniz? Yanlış mı hatırlıyoruz?
Kek getirdik, sonraki hafta da Kardelen Ablamızın doğum günüydü, ama hasta oldu gelemedi. Biz pasta almıştık. 20 lira verdik. İçecekler getirdik. Kurabiye de almıştık. Kardelen Abla’nın arkadaşı Asena Abla gelmişti onun yerine, pastayı da beraber yedik. Aslında pastayı kesmeyecektik, gelmesini bekleyecektik ama Medine’nin annesi dedi bozulur, o yüzden yedik

Asena Ablanız ile neler yaptınız?
Kardelen Ablamız fon kartonu istemişti, resim yapalım dedi. O gelemeyince Asena öğretmenimizle güneş yaptık, bulutlar, ağaçlar… Bir tane bahçe oluşturduk.

Yaz okuluna da geldiniz siz, orada en çok hangi dersleri sevdiniz?
Her dersi sevdik ama en çok yoga, drama, ritim

Burada şu olsa kesin gelirdim dediğiniz bir şey var mı?
Yarışma yapılsın, koşma, resim. Davul çalma yarışması yapıyorduk. Kelebekler ve Yenilmezler gurubumuz vardı. Yenilmezler kazandı.

Peki kazanmak mı daha güzel, eğlenmek mi?
(Hep bir ağızdan) eğlenmek.

"En büyük hediye onların yüzlerindeki kocaman gülümseme ve içten bir sarılma..."

Çocukların yanına gitmeden önce uygun konuları bulup hazırlıklı bir şekilde karşılarına çıkmayı planladım. Onları mutlu etmek için kek, çikolata, oyun hamuru, kitap gibi küçük armağanlar aldım. İlk ders fazla çekingendiler, bu nedenle önce onların hayallerinden, hangi konuları işlemek istediklerinden, okullarından bahsettik. İkinci derste hiçbir çekingenlik kalmadı hatta derse girdiğimde tahtada kocaman “Öğretmenim seni çok seviyoruz” yazıyordu ve onlar bana kek, kraker almışlardı. Küçük yüreklerde bu kadar etkili olup sevilmek, onları mutlu etmek her şeye değer. Ders süresi boyunca yeri geldi konu anlattık, yeri geldi halk oyunları ve modern dansla vakit geçirdik. Günün sonunda aldığım en büyük hediye onların yüzlerindeki kocaman gülümseme ve içten bir sarılma idi...
Kardelen Laçin



Genel Amacı
Dezavantajlı kişilerin istihdam edilebilirliğinin ve iş gücüne katılım oranlarının arttırılması,aynı zamanda iş gücü piyasasına girişlerinin kolaylaştırılmasına ve iş piyasasına girişlerinin önündeki ayrımcılığın azaltılmasına katkı sağlamak

Özel Amacı
1. İzmir’de Roman, Roman gibi yaşayan vatandaşlara ve dezavantajlı bireylere iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu alanlarda mesleki eğitimler vererek istihdam edilmelerini sağlamak
2. Dezavantajlı bireylerin kamu hizmetlerine erişimlerini ve iş gücü piyasasına entegrasyonlarını sağlayacak şekilde, yerel yönetim ve STK iş birliği ile rehabilitasyon ve danışmanlık desteği /hizmeti vermek
3. İş gücü piyasasında dezavantajlı kişilere yönelik var olan önyargıların azaltılmasına yönelik bilgilendirme çalışmaları yapmak

Beklenen Sonuçlar
1. Roman, Roman gibi yaşayan ve dezavantajlı kişilerin kamu hizmetlerine erişimi, iş gücü piyasasına katılımları ve sosyal entegrasyonları arttı
2. Roman ve Roman gibi yaşayan dezavantajlı kişilerin iş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan alanlarda katılımlarını/istihdamlarını sağlayacak mesleki eğitimler verildi
3. Toplumda ve iş gücü piyasasında Roman, Roman gibi yaşayan ve dezavantajlı kişiler hakkında var olan önyargılar azaldı
4. Roman Sivil Toplum Kuruluşlarının kurumsal kapasiteleri güçlendi

Ulaşılan Sonuç ve Çıktılar
1. 1000 kişi rehberlik ve danışmanlık hizmeti aldı.
2. 172 kadın mesleki eğitim aldı.
3. 11 adet bilgilendirme toplantısı yapıldı.
4. 3 kişi istihdam edildi.
5. 1 adet demografik yapı analizi çalışması yapıldı.
5. 105 kadına rehberlik ve danışmanlık desteği verildi.
Ana SayfaFoto AlbümHaberlerDuyurularEğitimlerBelgelerİletişim